KLİNİĞİMİZDE UYGULANAN MEZENKİMAL KÖK HÜCRE ELDE EDİLMESİ

Klasik yöntemin yarattığı uygulama zorlukları bilim insanlarını uygulamayı daha kısa zamana sığdıracak, hücresel aktivitenin korunduğu ve ekonomik yöntemler aramaya itmiştir. Kök hücre ayrıştırmak için alınan yağ dokusunun hasara uğramaması ve başlangıçtan itibaren canlılığının korunması önemlidir.

Klasik olarak ameliyathane şartlarında hastadan alınan yağ dokusu örnekleri yurt içi ve yurt dışındaki laboratuvarlara gönderilmekte ve bu laboratuvarlarda yağ dokusundan kök hücre ayıklanarak ilgili sağlık kuruluşuna geri gönderilmektedir. Bu sistem zaman kaybına neden olmakta maliyeti yükseltmekte enfeksiyon riskini artırmakta hücrelerin canlılığını etkileyebilmektedir.

Kliniğimizde tek aşamalı kapalı yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemde hastadan alınan yağ dokusu direk olarak kök hücre ayıklama cihazına gelmekte ve ayıklama işlemi ameliyathane şartlarında yapılmaktadır.

Bu nedenle kliniğimizde yağların elde edilişinde su püskürtme uygulayarak yağ parçacıklarını ayıran ve emerek biriktiren (Water asist liposuction) yöntemi kullanılmaktadır. Bu sayede elde edilen yağ dokusundaki tüm hücreler -yağ dokusu ve Stromal Vasküler Fraksiyon (SVF) hücrelerinde maksimum canlılık sağlanmaktadır. Bu yöntemle alınan yağ dokusu içindeki kan hücreleri ve ölü yağ hücreleri otomatik olarak yıkanarak uzaklaştırılmaktadır. Vakum yöntemi ile vücuttan alınan yağlar direk olarak Kök Hücre Ayıklama cihazına dışa kapalı bir sistem içerisinde ulaşmaktadır. Yani bir cihazdan diğerine açıkta taşıma yolu ile aktarma yapılmamaktadır. Kapalı yöntem kullanılacak materyale dışarıdan bir şey bulaşma olasılığını ortadan kaldırdığı gibi başka hastalardan alınan örneklerle karışma ihtimalini yok etmektedir ve yağ dokusunun transferi için zaman kaybı olmamaktadır. Almanya da (BAULI-Q graft)) geliştirilmiş bu sistem ameliyathane şartlarından hastayı hiç dışarı çıkarmadan kök hücre uygulaması olanağı sağlayan yüksek standartlı bir yöntemdir. Bu sistem Amerika Birleşik Devletlerinde yağ dokusundan kök hücre elde etme yöntemleri arasında hızla yaygınlaşmaktadır.

Uygulama esnasında yağ dokusunun vücut ısısında kalması sağlanmaktadır,yöntemde mekanik ve enzimatik ayrıştırma birlikte veya ayrı ayrı kullanılabilmektedir. Burada önemli olan mezenkimal kök hücre sadece kapalı sistemde elde edilmesi değildir. Hücrelerin canlılığı ve aktivitesi maksimum ölçüde korunduğu gibi laboratuar şartlarında elde edilen SVF hücresi sayısına ulaşılmaktadır ve bu sayı cm3 te 4 000 000 dan fazladır.Uygulanacak herhangi bir tedavide gerekenli olan sadece hasarlı alana kök hücre vermek değildir, yeterli sayıda kök hücre verilmemesi başarısızlıkla sonuçlanır. Elde ettiğimiz hücrelerin bu bahsedilen özellikleri tedavide elde edilecek başarıyı artırmaktadır.

Yeterli miktarda yağ dokusunun kök hücre ayrıştırma cihazına ulaşması ile kök hücre ayıklama işlemi başlamaktadır süreç ısıtma, mekanik ayrıştırma, yıkama ve filtreleme işlemlerinden geçmektedir,(enzimatik ayrıştırma mekanik ayrıştırmaya eklenebilir) bu işlemlerin tümü bir saat kadar sürmektedir. En sonda filtrasyon işleminden elde edilen yüksek sayıdaki kök hücre topluluğu hemen uygulamaya hazır halde bulunmaktadır.

Mezenkimal Kök Hücre Neden Önemlidir?

Mezenkimal kök hücre aynı zamanda kas sistemininde ana hücreleridirler. Bu nedenle kas hastalıklarında özellikle kalp kasının iskemik durumlarında, infarktüste kalp kasının onarımında yeni bir çığır açmaktadır. Kök hücreler salgıları ile kardiomiyositleri (kalp kası lifleri) uyarmaktadır. İnfarktüs alanına yerleşen kök hücreler hasarlanmış kas dokusunda da yeni kas oluşumu ve yeni kan damarlarının gelişimi ile ile kalbin düzgün çalışmasını desteklemekte ve gücünü artırmaktadır.

Sinir hastalıklarının tedavisinde ve sinir hücrelerinin yapımında yağ dokusundan alınan kök hücrelerin tamir edici etkisi olduğu son yıllarda yapılan araştırmalarda görülmektedir. Yağ (adipoze) dokusu kaynaklı mezenkimal kök hücre felçli (inme) hastalar için yeni bir umut ışığı olmuştur. Kök hücreler bu tedavi edici etkilerini hasarlı hücrelerin yerine geçerek, yeni damar ağları oluşturarak, bağışıklığı düzenleyerek ve sinir hücrelerinin canlılığını artırarak sağlamaktadırlar.

Tüm bunların dışında,Yağ dokusundan alınan kök hücreler karaciğer,pankreas hastalıklarının tedavisinde etkili oldukları konusunda önemli çalışmalar devam etmektedir.

Tüm bu tedavilerin başarısında kullanılacak olan kök hücrelerin elde edilme ve korunma şekli,hücrelerin canlılığı ve aktivitesi, hücrelerin birim hacımdaki sayısı ve toplam miktarı oldukça önemlidir. Elde edildikten kullanıncaya kadar geçen zaman transfer edilen kök hücrelerin kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir.