Çene Cerrahisi Nedir?

Çene bozukluklarının bir kısmı doğumsal ve gelişimsel olmakla birlikte bir kısmı sonradan geçirilmiş travmalar ve kazalar sonucu oluşmuş çene kırıkları, cerrahi müdahaleler ve bazı hastalıklar sonucu bozukluklar şeklinde olabilir.

Alt ve Üst Çenelerin normal ilişkisine bakarsak alt çene dişlerinin üst çene dişlerine göre daha geride olduğunu görürüz. Bu ilişkinin bozulması hem görünüm (estetik) hemde fonksiyonel (İşlevsel-Çiğneme) kusuruna neden olur. Alt çenenin önde olması Prognati, çok geride olması Retragnati, Çenelerin birbiri üzerinde sağa veya sola kaymış olmasına ise Laterognati adı verilir. Bu durum hem estetik görünüm kusura hemde çiğneme ve ısırma problemlerine neden olur ve tedavisi çenelerin cerrahi olarak düzeltilmesidir. Bu bozuklukların tümünde kusur dişlerde değil çene kemiklerinin kendisindedir.

Prognatide alt çene büyük, Retrognatide alt çene küçük, Laterognatide ise alt çene bir yana kaymış gibi görünür. Üst çenenin küçük veya büyük olması da benzer görünüm vereceği için çeşitli ölçüm yöntemleri ile değerlendirme gerekebilir.

Çene Ameliyatı Sonrası Ne Yapılması Gerekir?

Genel olarak çene ameliyatlarından sonra alt ve üst çene dişleri birbirine bağlanarak ağzın 2-6 hafta kadar kapalı kalması gerekmektedir, bu süre içerisinde hasta sulu gıda ile beslenir. Yapılan ameliyatlara ait izlerin görünmemesi için ameliyatlar ağız içinden yapılabilir. Modern tekniklerle yapılan ameliyatlarda mini, mikro vida ve plaklar kullanılarak sağlamlık artırılmakta hastanın günlük hayata ve aktiviteye erken dönmesi sağlanmaktadır.

Benzer şekilde kazalar ve hastalıklar nedeni ile oluşan çene ve yüz problemleri ve çene ve yüz kemikleri kırıkları cerrahi girişim ile, gerekirse vida ve plak uygulaması, gerekirse vücudun diğer bölgelerinden alınan kemik nakli (kemik grefti) ile tedavi edilmektedir.

Çene Tümörleri Nedir?

Çene tümörleride çene cerrahisi gerektiren hastalıklardır. Bu tümörler Kanser yapısında veya daha masum yapıda olsalar bile genellikle cerrahi olarak tedavi edilirler. Çene yüz kemikleri çok karmaşık yapıda ve birbiri ile çok ilişkili oldukları için hastalığın küçükken tespit edilmesi yani erken tanı önem arzeder. Hastalığın sinüslere, boyuna, ağız içine, göze, beyine doğru yayılması tedaviyi zorlaştırır.